
- Temmuz 8, 2020
- Veldo Teknoloji
- 0 Comments
- 476 Views
- 1 Likes
- Basında Veldo, Koltuk Takip Sistemleri
Yolcular Bizimle: KontrolBurda Yolcu Takip Sistemi
2018’in ilk yarısını tamamladığımız şu günlerde ilk 6 ayın değerlendirmesi, gelecek 6 ayın öngörüsü ve hepsinden önemlisi de pozitif anlamda “patlamak üzere olan bombamız” diye adlandırılan Veldo’nun yeni markası “KontrolBurda”nın gelişimini öğrenmek için VELDO Teknoloji A.Ş. yöneticileri ile yine çok keyifli bir sohbetimiz oldu.
• 2018’in bombası diye adlandırdığınız “KontrolBurda”nın hikâyesini bizimle paylaşabilir misiniz?
BD: KontrolBurda hayata geçene kadar çok büyük badireler atlattı. Tabi ki Veldo olarak biz sonunda en yüksek kalitede ve kabul edilebilir bir maliyetle ürünümüzü çıkarttık. Sonuç Veldo için büyük başarı olacak olsa da ben hala “keşke böyle olmasaydı” diyorum. Çünkü hikaye bundan 10 ay önce İzmir’de 3 yaşındaki Alperen’in akılların almadığı bir ihmal sonucunda ölümüyle başladı. Bu acıyı ne yazık ki daha niceleri takip etti. Belki ölümle sonuçlanmadı, belki üstü kapatıldı, basına yansımadı, bilemiyoruz. Ama İzmir’de yaşanan bu trajedi geç de olsa okul taşıtlarında gereken güvenlik önlemlerinin alınmadığını bize gösterdi. Bu noktada insan faktöründen kaynaklı hata yapma riskini sıfırlayacak sistemlere ihtiyaç duyulduğu kesinleşti.
Söz konusu “çocuklarımızın güvenliği” olduğunda da sadece ailelerin değil, okulların, belediyelerin ve en başta devletin öncelik verdiği bu alanda çözümün en yüksek kalitede, güvenilir, tüm test ve onaylardan geçmiş, patentli, sürekli denetlenen bir sistem olması kuşku götürmez bir zorunluluk haline geldi.
HVD: Veldo Teknoloji A.Ş. olarak yenilikçi, esnek ve vizyoner yapımızla, 37 yıllık Aldo Grup desteği ve gücüyle, 11 yıl önce kurulduğunda da “geleceğinizi riske atmayın” sloganıyla değerlerimizin başına güvenliği ve önceliği her zaman geleceğimiz olan çocuklarımıza verdiğimizin altını çizmiştik. Aynı kararlılıkla hedefin “çocukların güvenliği” olduğu bir durumda bizim çözümlerimizin olmaması söz konusu bile olamazdı.
BD: Bir Çin atasözü der ki “soru soran cevabından kaçamaz”. Biz de önce kendimize sonra herkese sorduk. Gelen cevaplar çok netti. Ve bizim için asıl yönetmelik buydu.
Çocuğumuzun can güvenliği söz konusu olduğunda:
– Neler yapabiliriz?
– Her şeyi yaparım
– Nelerden vazgeçeriz?
– Her şeyden vazgeçerim.
– Vaz geçemeyeceğiz neler olabilir?
– Hiçbir şey
SG: Hazır yönetmelik demişken 3 bakanlığın birlikte imzaladığı temeli net olarak araştırılmadan yürürlüğe girmiş “Okul Servis Araçlarında Kullanılacak Koltuklarda Oturmaya Duyarlı Sensörlü Sistemler” konulu yönetmelikten de bahsetmekte fayda var. Yönetmelik baştan beri acil ve önemli bir sistemi işaret etmişti. Ama gerek sektörden fikir alınmadığı, üreticiye danışılıp uzmanına teknolojik uygunluk sorgulanmadığı ve son olarak da kullanıcının nabzı tutulmadığı için süreç bir çok kez baltalandı. Çok acil ve kritik olmasına rağmen konu birçok sebepten bitmeyen şarkıya döndü.
Bu süreçte önemli kırılımlar;
• ARGE sürecinin Yönetmelik değişikliklerine göre sık sık bölünmesi
• Patent Savaşları
• Son kullanıcı olarak nitelendirdiğimiz Şoförler Birliği’nin sürekli yönetmeliğin iptalini talep etmeleri. Ki “bir servis yılda kaç çocuk taşıyor, 1 çocuk unutulmuş, çok mu….?” gibi kabul edilemez açıklamalar yapıldı.
– Son olarak da NVR-DVR kargaşası. Bu sistemler bizim sistemimizden aldığı veriyi kaydeden, 1 aylık, 1 haftalık kapasite farkları olan ve dolayısıyla çok yüksek maliyet farkı olan sistemler. Bu sistemler ülkemizde çok fazla üretimi olmayan, büyük adetler için yurtdışına bağlı olduğumuz, dolayısıyla da geçtiğimiz aylarda maliyetlerin çok yükselmesine sebep olan kısımlar.
• Siz bu değişken diyemeyecek kadar kaygan zeminde durmayı nasıl başardınız?
HVD: Soru çok yerinde, kaygan zemin diyerek de çok kibar bir tanımlama yapmışsınız. Değişime uyum sağlarız, çözüm sunarız. Kayganda durmayı öğreniriz de ama biz aylardır son derece kaypak bir zeminde çok da başarılı performans gösteren, zeminle paralel birçok oyuncuyla karşılaştık. Ve gururla söylüyorum ki çok düştük. Bu zeminde ayakta duracağımıza biz hep düşelim.
SG: Kaldı ki bu zemine uyum sağlayarak sunacağımız bir ürün bize garanti tarafından hesabı olmayan bir zarar getirir. Hem maddi hem manevi açıdan söylüyorum. Veldo ilk yıllarında buna benzer bir sıkıntıyla karşılaşmış ve tüm ürünlerin olduğu tüm şehirlere giderek bir bir çözüm getirmiş bir firma. Ürününün arkasında her durumda olan bir yapı Veldo.
BD: Hepsinin ötesinde çocukların güvenliği için yapılan bir üründe yaşanacak bir sıkıntı bize bir çocuğun ufak bir zarar görmesine dahi sebep olursa bunu tüm ekip dünya turu atsak biz bu durumu kaldıramayız.
(Veli Doğan ve Sedat Güney de bu fikri paylaşırcasına başlarıyla onaylarlar.)
HVD: Bu sürecin ilk başında arka arkaya 2 farklı firmayla işbirliği yapmaya çalıştık. Bunun iki sebebi vardı. Birincisi ürünler hazırdı. En azından bize öyle söylediler. İkincisi de ellerinde patentleri vardı. Biz de patente ve o güne kadar verilmiş emeğe saygıdan ve piyasaya hızla çıkabilmek adına önce bu firmaların ürünlerini almaya, seri üretmeye ve satmaya karar verdik.
SG: Ama hiçbir şeyin başta söyledikleri gibi olmadığı zamanla ortaya çıktı. Ortada ne hazır ürün, ne istenilen düzeyde bir teknoloji, ne de patent onayı. Bunu öğrenmek bize ne yazık ki hem vakit hem de nakit kaybettirdi.
BD: Ama biz tabi ki bu tecrübeyi bir kazanç olarak görüyoruz. Ticari olarak hangi seviyede olursa olsun ahlakî değerleri düşük olan bir firma ile iş ortaklığı yapmanın bizim için imkansız olduğunu, al-sat tarzı ürünlerde, teknolojisine hakim olmadığımız bir ürünü Veldo adı altında bile olsa satamayacağımızı öğrendik. Daha önemlisi de yönetmeliği zaten kapsayan ama daha fazlasını içeren Veldo yönetmeliğini oluşturduk bu sayede. Sanki bütün oklar bize her şeyiyle bize ait olan bir ürün çıkarmayı gösteriyordu.
SG: Zaten süreç de uzayınca biz 3 farklı teknolojide, 3’ü de hem Bakanlığın hem de Veldo’nun yönetmeliğine uygun ürün çıkarttık.
BD: Bir de ilk günden bu yola girseydik ne olacaktı acaba?
• Bu süreçte Veldo’yu bir de TV programında izledik, yanlış hatırlamıyorsam bu ürünü tanıtmıştınız.
BD: Evet, FOX TV’de yayınlanan Merve Yıldırım ile “Benden Söylemesi” programında ürünümüzün mantığını, varolma sebebini ve tekniğini tanıtmaya çalıştık. Tabi ki bir marka tanıtımı olarak değil sistemin tanıtımı söz konusu idi. Gerçekten çok da güzel geribildirimler aldık. Arzu ederseniz www.veldo.com.tr adresinden izleyebilirsiniz.
• Fazla teknik detaya girmeden bize biraz sistemi anlatabilir misiniz?
SG: Sistemin temeli hepimizin son derece aşina olduğu “yoklama” eyleminden yola çıkmıştır.
Sistem özetle öğrencinin “var olup olmadığını” kontrol etmektedir.
Çalışma modeli;
• Koltuk sensörü ile yolcu varlığı algılama ve emniyet kemeri kontrol takibi ile araç içi bilgi toplama sistemidir. Emniyet kemeri takip sistem içerisinde mevcut olup istendiği durumda opsiyonel olarak devreye alınabilmektedir. (Şu an yönetmelik zorunlu tutmasa da Veldo yönetmeliği gereği aslında olması gereken bir detay. Mevcut yönetmelik 3 nokta emniyet kemerinin araçta olmasını zorunlu kılıyor ama takmayı zorunlu kılmıyor.)
• Sistemde, yolcu koltuklarına monte edilen ağırlık algılama sensörleri ve kilit mekanizmasına yerleştirilen mikro anahtar ve koltuk modülleri sayesinde ana ünite ile haberleşir.
• Bu sayede; araç içindeki her koltuk için; boş (gri), oturan (kırmızı), yolcu kemer takılı (yeşil), kemer takılı yolcu yok (sarı) renkler ile ekrana yansıtılır. Bu sayede sürücü koltukların durumunu ekrandan rahatlıkla ve karıştırmaya mahal vermeyecek şekilde izleyebilir.
• Koltukta yolcu olmamasına rağmen emniyet kemeri takılı durumda iken ilgili koltuk rengi sarı yanarak şoför uyarılmaktadır. Bu durumda kontak kapatıldıktan sonra bir alarm durumu olarak algılanmaktadır.
• Araç durduğunda ve sonrasında kontak anahtarı çıkartıldığında eğer içerde bir yolcu varsa ekranda sesli ve görsel uyarı çıkar ve şoförü uyarır. Bu uyarılar şoför tarafından fark edilmediği durumlarda 45. saniyede aracın dörtlü flaşörleri çalışmaya başlar. 90. saniyede ise aracın kornası kısa kısa çalar. Alarm kaydı oluşturulur.
• Bu durum kontak açılana kadar devam eder. Kontak açıldıktan sonra sistem eski haline döner.
• Kontak kapatıldı ve araç terk edildiğinde içerde kalan bir öğrenci yerde yatar pozisyondan kalkıp herhangi bir koltuğa oturduğunda sistem uykudan uyanır ve alarm prosedürü aynı şekilde uygulanır.
• Sistem araç çalışmaz iken sürekli uyku modundadır. Ancak bir alarm kaydı oluşturacak bir durumda aktif olur. O yüzden akım sarfiyatı son derece düşüktür.
• Araç seyir halindeyken hangi koltukta hangi yolcu kemerinin takılı olup olmadığını, hangi koltukların boş olduğunu; aracınızın seyir sırasında kaç yolcu taşıdığını, seyrini ne kadar zamanda tamamladığını, hangi zaman diliminde ne kadar hız ile seyir ettiği bilgilerini alabilirsiniz.
• Araç takip sistemlerine alarm durumları verilebilir bu sayede araçta herhangi bir alarm durumunda bilgi ana merkeze veya okul merkezlerine gönderilmesi sağlanabilir.
• Sistem enerjisini aracın kendi enerjisinden aldığından kesintisiz iletişim sağlar.
• Monitör kullanmadan aracın kendi monitörlerine görüntü yansıtmak mümkündür. Bu durumda yeterli girişleri bulunan monitörlere giriş yapılabilmektedir.
Alternatif çözümleri inceleyen her teknik kişinin anlayacağı gibi yönetmeliğe her şekilde uyan ve ötesine geçen en ekonomik çözüm kontrolburda’nın çözümüdür. Hem de Veldo garantisiyle.
· • Kontrolburda’nın logosu çok sempatik gerçekten. Bu logo nasıl oluştu, neden Veldo Koltuk Sensörü veya benzeri bir isim tercih etmediniz.
SG: Bunun üç sebebi var. Birincisi ürün gamımızda olan çeşitliliğin karmaşaya yol açmaması için biz Veldo ana markanın altında ürün başlıklarını ve alt markaları belirledik. Örneğin kapı gruplarımız lion, tiger, puma vb alt markalarla çeşitlenmekte. Basamak için de aynı şekilde……….gibi alt markalar oluştu.
HVD: Tabi ilk kurulduğumuzda böyle bir duruma ihtiyaç olacağını öngörmemiştim. 1 kapı, 1 basamak üretmemiz yıllar aldığı için bu kadar çeşitlenmesi, tanımlamak ve ayrıştırmak için alt marka ihtiyacımız olması benim açımdan çok gurur verici. Veldo ürün gamı çeşitlensin yeter ki, marka bulmak tek derdimiz olsun.
SG: İkincisi ise bu alandaki tüm çözümler xyz..koltuk sensörü adı altında. Dolayısıyla benzer bir isim bize yakışmazdı.
Üçüncüsü ki benim için en gurur verici sebep budur; 3 ürünümüz de birbirinden farklı olduğu için koltuk sensörü sadece birini kapsıyor. Yeteri kadar kapsamlı değil yani.
BD: Bizim bakış açımıza göre en kritik ve acil olan bir çocuğun orada olup olmadığından emin olmak. Sonrası “kaydettim, 1 ay öncesine baktım, bakmadım” gibi teferruat. Oysa hem daha ekonomik hem de asıl çocuğun zarar görmesini engelleyen sistemin bizim ürettiğimiz tarafı.
Dolayısıyla “ben kontrol için üretiyorum”. Neyi? “Burada olup olmadığını”.
Logo her zaman muhteşem tasarımları ile bizi bizden iyi tanıyan ve görsele döken son derece yaratıcı danışmanımız Naci Bey’e aittir. Sempatik olarak değerlendirmenize çok sevindim. Çünkü son kullanıcıyı hep servis olarak nitelendiriyor olsak da asıl kullanıcı çocuklar. Çocukların logomuzu gördüğünde korkmalarını veya huzursuz olmalarını asla istemedik. Tam tersi onlardan biri olarak algılayacakları, yakın ve sıcak bir logo olsun istedik. Bir cümlede anlattığımız kadarıyla bize bu logoyu tasarlayan Naci beye bu vesileyle tekrar teşekkür ederiz.
Leave a Comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.